E- ATIK TÜRKİYEYİ TEHDİT EDİYOR

Cebit Bilişim Fuar'ının farklı bir konuya dikkat çekmek isteyen bir konuğu vardı. Exitcom, gelişen teknoliji ile artan e-atık sorununa çözümler sunmayı amaçlıyor!

Exitcom Recycling Almanya ve Türkiye şirketlerinin Genel Müdürü ve aynı zamanda sahibi Bay Murat İlgar, e-atıkların dünyayı ve Türkiye'yi nasıl tehdit ettiğini ve bu kapsamda yaptıkları çalışmaları anlattı;


Öncelikle Exitcom’dan ve faaliyetlerinden bahsedebilir misiniz?

1999 yılında Almanya’nın Hannover şehrinde kurulan Exitcom, atık elektrikli ve elektronik ekipmanların (WEEE) geri dönüşümü konusunda hizmet veren ilk Türk şirketidir. 2002 yılından bugüne yaptığı çalışma ve yatırımlarla alanındaki uzmanlığını ve öncü kimliğini pekiştiren Exitcom, 2003 yılında başladığı Türkiye faaliyetlerinde de birçok büyük projede başarıyla yer almıştır.

Almanya/Hannover ve Türkiye/Kocaeli olmak üzere 2 ana noktada hizmetlerini devam ettiren şirket; e-atık, çevre teknolojileri, tersine tedarik zinciri yönetimi konularında bütüncül çözümler ve danışmanlık hizmetleri sunmaktadır.


Exitcom, yıllık 15 bin ton atık işleme kapasitesine sahip olan uçtan uca bütün faaliyet süreçlerine entegre ettiği ISO 14001, ISO 9001, OHSAS 18001 yönetim sistemleriyle de çevreye, insana ve kaliteye verdiği önemi göstermektedir.

Ortalamanın çok üzerindeki %92 ila %95 arası geri kazanım oranlarına ulaşan Exitcom, her biri birer çevre gönüllüsü olan deneyimli ve uzman kadrosu, yenilikçi ve dinamik yönetim anlayışıyla, daha yaşanabilir, temiz bir çevre ve gelecek yaratma hedefiyle faaliyetlerine artan bir hızla devam etmektedir.
Müşterilerimize e-atık, çevre teknolojileri, tersine tedarik zinciri yönetimi konularında bütüncül çözümler sunmaktayız. Başlıca faaliyetimiz e-atık geri kazanımı olmakla beraber; belediyeler, kurumsal şirketler, kamu kurum ve kuruluşları için e-atık danışmanlığı yapmaktayız.

Sanıyorum Türkiye’de e-atık sistemini kuran ilk şirketsiniz. Bu bilgi doğru mudur? Şu an Türkiye’de elektronik atık alanında faaliyet gösteren kaç firma bulunuyor?

Avrupa’da ki faaliyetlerimizle kazandığımız tecrübemizi Türkiye geri kazanım sektörünün gelişimine katkıda bulunmak için kullanmayı kendimize misyon edindik. Bu bağlamda Çevre Bakanlığı’nın yürüttüğü projelerde görev aldık ve almaya devam ediyoruz. Çeşitli bilinçlendirme projelerine imza attık. Faaliyet gösterdiğimiz bölgelerde çevre ve ekonomiye en büyük katmadeğeri sağlamak için çaba gösteriyoruz.

Ancak Türkiye’de AEEE geri kazanım sektörünün oluştuğunu söylemek için henüz erken. Daha çok hurdacılar ve serbest toplayıcılar tarafından kontrol edilen kontrolsüz bir pazar söz konusu. Piyasadaki konumumuzun ülkemizde bu alandaki yönetmeliğin yürürlüğe girmesiyle birlikte daha da sağlamlaşacağını düşünüyorum.

Çalışmalarınız tüm Türkiye’yi mi kapsıyor?

Evet, çalışmalarımızın hedefi tüm Türkiye’yi kapsamaktadır. Fakat bu konu henüz Türkiye’de bilinirlik kazanmış aktif bir konu olmadığı için şu anda tüm Türkiye adına alt yapı çalışmaları yapmaktayız. Konuya Türkiye’de çalışma aktifliği kazandıracak olan WEEE direktiflerinin Avrupa Birliği uyum yasalarıyla birlikte kısa sürede ülkemize de gelmesi beklenmektedir. Bu doğrultuda amacımız olan maksimum geridönüşümü tüm Türkiye’de Elektronik atık olarak hedeflemekteyiz. E –Atıkların gerı dönüşümüyle hammadde kaynaklarımızın korunmasını, enerji sarfiyatını önleyerek gereksinim duyulan enerjinin korunumunu, çevre duyarlığlıını ve ülke ekonomisine geridönüşüm katkısını sağlamayı amaçlıyoruz. Durum şundan ibarettir ki, henüz yönetmeliği çıkmamış olan e –atıkların gerikazanımını şuanda Tüm Türkiye’de değil fakat, büyük üretici firmalar ve üretimi yoğun organize sanayi bölgelerinde aktifleştirdik, lakin bilinçlendirme çalışmalarımız, organize sanayi bölgeleri, belediyeler, üniversiteler ve tüm kurumsal üretici firmaları kapsamaktadır.

Bir yılda ortalama ne kadar elektronik atık toplanıyor? Bunun ekonomiye katkısı nedir? Rakam verebilir misiniz? Şu ana dek Türkiye’de ne kadar e-atık toplandı?

Türkiye’de geçtiğimiz yıllarda topladığımız atık 2 bin ton; bunun da yaklaşık 600 tonu hurdacılardan alınan ticaret maksatlı atıklar. Dolayısıyla burada toplanan atık bin 400 ton civarında. Bizim Almanya’daki tesisimizde yaptığımız atık işleme miktarı ise 3 bin ton, aradaki farka dikkatinizi çekmek istiyorum. Ayrıca bu rakamlarla kapasiteden değil yapılan işten bahsediyorum. Kapasite ve atık işleme miktarı konusunda insanlar aldatılıyor. Exitcom’un sırf Almanya’daki kapasitesi yaklaşık 15 bin ton seviyesinde. Bu son yaptığımız anlaşmalarla 8-10 bin ton toplamayı düşünüyoruz. Türkiye’deki tesiste ise 6 bin ton atık alacağız. Bu tesiste aynen Almanya’daki faaliyetlerimiz doğrultusunda tüm elektrikli ve elektonik ekipmanların geri dönüşümünü gerçekleştireceğiz.

E-atık konusunda en ileri düzeyde olan ülke hangisi / hangileri?

E-atık pazarı son yıllarda gelişen teknoloji ve ürün ömürlerinin kısalması nedeniyle büyük bir ivme kazanmıştır. Özellikle bilişim ve tüketici elektroniği alanlarındaki hızlı teknolojik gelişmeler sayesinde kullanıcıların mevcut teknolojilerini yenileme frekansları hızla artmaktadır. Bunun sonucunda e-atık günümüzde en hızlı gelişen üretim atığı türü olmuş, açığa çıkan çevreye zararlı atığı geri toplamak, işlemek, hammadde piyasasına ve dolayısıyla ekonomiye kazandırmak büyük bir sektör halini almıştır.
Dünya üzerindeki elektronik atık pazarında her yıl %5 ila %8 lik bir artış gözlenmektedir. Birleşmiş milletler çevre programına göre dünya genelinde tüm elektronik atık kaynakları hesaplanacak olursa yıllık 20 ila 50 milyon ton arasında e-atığın oluştuğu tahmin edilmektedir. Bu da tüm dünya üzerindeki yıllık atığın %5’ine denk düşmektedir. (Nairobi Declaration; United Nations Environment Programme, 2006)

OECD çevre raporuna göre; Türkiye’nin de aralarında bulunduğu gelişmekte olan ülkelerde, 2010 yılı itibariyle çevreyi tehdit eden e-atık miktarının 3 katına çıkacağı tahmin edilmektedir.
Birleşmiş Milletler Üniversitesi (UNU) tarafından gerçekleştirilen çalışma, EU27 ülkelerinde 2005 yılında ortaya çıkan 8,3 milyon tonluk e-atığın yalnızca 2,2 milyon tonunun toplanabildiğini ortaya çıkarırken, yine aynı araştırmanın sonuçlarına göre; 2011 yılında EU27 ülkelerinin toplamında ortaya çıkan e-atık miktarı 10 milyon ton sınırına yaklaşacak ve bu atığın 5.3 milyon tonu toplanabilecektir.

Bugün dünya üzerinde 1 milyardan fazla bilgisayarın olduğu tahmin edilmektedir. Ülke gelişmişliğine bağlı olarak bir bilgisayarın ortalama ömrü 2 ila 5 yıl arasında değişmektedir. Cep telefonlarında ise bu süre ortalama 18 aydır. Dayanıklı tüketim malzemeleri; TV, buzdolabı, fırın vs. ortalama 15 yıl kullanılmaktadır.

WEEE Yönetmeliği 13 Şubat 2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir fakat Elektrikli ve elektronik atıkların evsel çöple birlikte atılmaması ve çevreye uygun geri dönüşümünün sağlanması için İsviçre’de diğer Avrupa Birliği Ülkelerden bağımsız olarak 1. Temmuz 1998 yılında VREG yönetmeliği yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmelik ile atıklar bedelsiz geri verilmesi amaçlanmıştır. Weee ile tam anlamıyla örtüşmemektedir. Son kullanıcı atıkları verirken değil ürünü alırken geri dönüşüm masraflarını ödemiş oluyor!2006 yılında isviçrede 13,1 kg/kişi başı elektronik atık toplanmıştır.

ElektroG Almanya’da 24 Mart 2006’da yürürlüğe giren ve RoHS direktifini de içerisinde barındıran yasadır.

(ElektroG=WEEE+RoHS). Elektronik ekipmanların üretimi sırasındaki ve işlevini kaybettikten sonra ki çevresel etkilerinin düzenlenmesine yönelik çıkartılmıştır.

Almanya’da 2006 yılında 1,8 milyon ton elektrikli ve elektronik cihazlar satılmıştır, kişi başı 22 kg a denk gelmektedir.
Aynı yıl toplama noktalarından, üreticilerden ve satıcılardan 1,2 milyon ton elektrikli ve elektronik atık toplanmıştır; kişi başı 15 kg atığa denk gelmektedir.


Almanya’da 1500 toplama noktası ve bunların da 7000 konteynırı vardır; yaklaşık 300 adet elektronik atık demontaj şirketi, 120 elektronik atıkları manuel ve mekanik işleyen tesis vardır.

Toplanmadığı ve geri kazanımı yapılmadığı takdirde e-atıkların oluşturduğu tehlike ve ekonomiye verdiği zarar nedir?

E-atıklar (TV, bilgisayar, yazıcı, telefon, faks, fotokopi, ekranlar, radyo, video, kamera, DVD, VCR, CRT, LED, CCD, lazer, entegre devreler, yarı iletkenler, baskılı devreler, algılayıcılar, kablolar, iPod, MP3, tıbbi cihazlar vs.) başlıca plastik(ler), metal(ler) ve cam içermektedir.

Bu atıklar demonte edildiklerinde, yakıldıklarında veya tekrar kazanım/kullanım için parçalandıklarında tehlikeli maddeler içermektedir. Bu atıklar normal durumda kullanıcı için riskli olmayıp, yok etmek amacıyla atıldıklarında çevreye tehlike oluşturabilir. E-atıklar hem kıymetli metaller hem de tehlikeli metalleri içerebilir. E-atıklar içindeki tehlikeli/toksik maddeler atıldıklarında/yakıldıklarında hem iş hem de çevre sağlığını tehdit etmektedir .

Şu anda televizyon tüpleri bana göre Türkiye’nin en büyük problemlerinden bir tanesi. Televizyon tüpünde yaklaşık 2 kilogram kurşun ve fosfor var. Bu konudaki çalışmalar öyle çok basit değil. Bakın Türkiye’de ise, televizyonu alıyorlar, plastiğini, bakırını çıkartıp tüpü olduğu gibi çöpe atıyorlar. Türkiye’de yıllık 40 milyona yakın televizyon üretimi var diye biliyorum. Buna göre 40 milyona yakın televizyon tüpü olduğunu düşünün. Bir televizyon tüpü 10-15 kilogram arası bunda da 2 kilo kurşun var. Ayrıca yaklaşık yarım metre kare veya biraz daha az yer kapladığını farz edin. Bunu kilo ve alan olarak düşündüğünüz zaman tehlikenin boyutlarını tahmin edebilirsiniz. Bunlar Türkiye’de nereye gidecek? Ayrıca bu konuda büyük bir problem daha var. Avrupa’da biz bunları tüp geri dönüşüm yapan firmalara gönderiyoruz. Brezilya’da ya da başka ülkelerdeki tesislere. Fakat LCD çıktıktan sonra şu anda onlarda kapanmaya başladı. Dolayısıyla maliyetlerin yüksek olmasının da etkisiyle şu anda Avrupa’nın en büyük problemi bu. Bunu göz önüne alarak bu tüplerin farklı yerlerde kullanımına ilişkin Ar-Ge çalışmalarımız sürüyor.

E-atıklar ne şekilde değerlendiriliyor? Tekrar nerede kullanılıyor?

Elektronik atıklar tesisimizde geridönüşüm işlemlerine tabi tutulmaktadır ve amacı olan hammaddesine ayrıştırma işlemleri ile geri kazanılmaktadır. Hammadde kaynaklarına ayrıştırılan atıl durumdaki e –atıklar geri kazandırılan değerli metaller, plastikler vs.. gibi hammadde kaynağına dönüşmüş olarak tesisimizde üretime sunulmaktadır. Elde edilen hammadde kaynağı plastik ve metal de bir başka ürünün hammaddesinde yapılanarak yeni bir ürün olarak şekillenmektedir. Bu işlem biteviye olarak devam etmektedir. Geri dönüşüm bu şekilde eski maddeden hammadde oluşup yeni bir ürünün oluşumunda yardımcı olarak, amacına ulaşmaktadır.

Türkiye’deki hedefleriniz neler?

Exitcom olarak elektrikli ve elektronik ürünlerin üreticilerine ve kurumsal son kullanıcılara hitap ediyoruz. Belediyeler aracılığıyla da evsel son kullanıcılara ulaşmayı hedefledik ve bu yönde de çalışmalarımız devam ediyor. Yönetmelik yürürlüğe girmeden önce yapacağımız alt yapı çalışmaları sayesinde, bu sektörde de yadsınamaz bir paya sahip olacağımızı söyleyebilirim.

Atık elektrikli ve elektronik ekipmanlar direktifinin henüz yayımlanmamış ve yürürlüğe girmemiş olmasından dolayı, gerçek Pazar payları hakkında birşeyler söylemek için çok erken. Ancak, kurumsal sektörde %40’lık bir payı geçtiğimizi söyleyebilirim. Evsel e-atık konusunda ise yaptığımız yatırımlar ve gerçekleştirmeyi planladığımız projeler sayesinde daha iyi bir konuma yükseleceğiz.
Bu yıl özellikle belediye projelerine ağırlık verdik, Evsel son kullanıcılar e-atığın büyük bir kısmını oluşturduğu halde mevcut toplama sistemlerinden randımanlı bir şekilde faydalanılamadığı için atığın toplanmasında büyük sorunlar yaşanıyor. Bu konudaki sosyal eğilimleri inceleyerek uygun sistem prototipini kurmak üzere çalışmalara katılıyoruz.
Bilinçlendirme projeleri için sosyal sorumluluk ilkelerimiz çerçevesinde internet üzerinden de çeşitli projelere imza atıyoruz.

Son olarak eklemek istedikleriniz?

İçinde bulunduğumuz sektörün gelişebilmesi için insanların çevre bilincinin bir şekilde gelişmesi gerekmektedir. Çevre konusunda ki bilinçlendirme çalışmalarında, vatandaşlık sorumluluğumuz çerçevesinde, birey olarak daha fazla sorumluluk almamız gerektiğini bir kez daha ifade etmek isterim. Dünya standartlarında, çevreye en az etkiyi sağlayacak olan, mümkün olan en iyi geri dönüşüm ve geri kazanım tekniklerinin uygulayıcısı olmak için, şirket olarak daha fazla kararlı adımlar atacağımızdan emin olabilirsiniz.

Ülkemizde en büyük problemimiz anlaşılamamak. İnsanlarımız (kurumsal firmaların tepe yöneticileri dahil) hala elektronik atıklarının karşılığında yüksek ödemeler bekliyorlar. Avrupa'da sistem tam ters şekilde işliyor. Yani elinizde bulunan ömrü bitmiş bir ürünü çöpe atmak ve bertaraf ettirmek için ücret ödemek zorundasınız. Bu bizim mentalitemizde çalışan firmaların hayatta kalması için çok önemli. Bizim gibi lisanslı olan ve çevre bilinciyle hareket eden geri kazanım firmalarının maliyetleri daha yüksek olduğu için atıklar için hurdacılar kadar iyi ödeme yapamıyoruz. Maliyetlerin yüksek olmasının nedeni atığın doğaya en az zararı verecek şekilde işlenmesidir. Halkımızı ürettiği atıktan nasıl kurtulacağı konusunda bilinçlendirmek için gerek belediyelerle gerekse eğitim kurumlarıyla ortaklaşa projeler yürütmekteyiz. Bu bilincin kazandırılmasının hemen olmayacağının da, bunun ilk öğretimden başlayan uzun bir süreç olduğunun da farkındayız. Ayrıca bu belirli bir devlet politikasının sonucunda başarılabilecek bir hedeftir.

Milliyet